Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kiremitte Alabalık

strancalar’ın yeşile kesmiş doğasında sizi karşılayan pek çok alabalık kır lokantasına rastlarsınız. Burada balıklar bu dağlardan beslenen buz gibi sularda ve doğal ortamlarında yetişir. Bu sebeple çok lezzetlidirler. Böylesi bir alabalık mutfağının yörede yeşermiş olması şu durumda şaşırtıcı değildir. Hatta bu yönüyle ün yapmış Pınarhisar’ın Kaynarca beldesini tam da burada hatırlamak gerekir. Eski zamanlardaki şaşaalı günlerinin uzağında olmasına rağmen, Pınarhisar’ın Kaynarca beldesinin alabalık mutfağı üzerine hala en bilinen ve en çok tercih edilen yer olduğunu şüphe götürmez. Malzemeler : 1 Büyükçe alabalık 1 Orta boy domates 1 Orta boy soğan 2-3 Sivribiber 3-4 Diş sarımsak 4-5 Adet orta boy mantar 2 Çorba kaşığı tereyağ 1 Su bardağı kaşar rendesi Karabiber, tuz Kiremit balık tabağı Hazırlanışı : Balığınızı temizleyip kurulayın. Karın boşluğuna parmağınızla bir parça karabiber sürüp tuz gezdirin. Sırt etine yakın yerden verev verev 2-3 çizik atıp buraya sar

Kuskuslu Tavuk Kapama

Kapama Kırklareli yöre mutfağının sevilen fırın yemeklerindendir. Sininin altına döşenen pilav harcının ( pirinç, bulgur yahut kuskus pilavı ) üzerine haşlanmış et parçalarının döşenmesi, bahratlarla -ki özellikle karabiber ile- tatlandırılıp fırınlanmasıyla elde edilen yemeklere yöre mutfağında kapama denilmektedir. Özellikle koyun eti kullanılarak yapılan benzer tarifler ise, Trakya mutfağının daha genişi olarak değerlendirebileceğimiz Balkan mutfağında büryan olarak adlandırılır. Daha önce sayfalarımızda pirinç ile hazırlanan  tavuklu pirinç kapama  tarifine yer vermiştik. Bu tarifte ise yöre mutfağının vazgeçilmez kışlık hamur işlerinden kuskus kullanılarak yapılan bir kapama uygulamasına yer veriyoruz. Genel hatlarıyla benzerlikler taşıyan bu tarifte küçük nüans farkları yer almaktadır. Yöre mutfağının zenginliği açısından pirinçle yapılan kapamalar gibi kuskus kullanılarak yapılan bu tarif de diri tutulmalıdır. Malzemeler : Tavuk kol ( Porsiyon başına bir kol ) Kuskus (

Oğlak Kebabı ( Kırklareli )

Oğlak kebabı Kırklareli mutfağının damak şenlendiren baş yemeklerindendir. Özellikle Hıdırellez maksadıyla gidilen mesirelerde pişirilmesi bir geleneğe dönüşmüştür. Bu yönüyle bir hıdırellez yemeği olarak da değerlendirebiliriz. Hayvancılığın en layıkıyla yapıldığı Trakya’da ve dolayısıyla Kırklareli’de, baharla birlikte hayvanların yavrulaması ve sürülerin büyümesi ile oluşan bereket artışı konu-komşu ve aile efradıyla paylaşılan oğlak kebabı gibi bir baş yemekle kutlanır. Misafirlerinize verdiğiniz değerinde bir manada göstergesidir. Yeri gelmişken oğlak kebabını oğlak çevirme ile karıştırmamak gerektiğini hatırlatalım. Oğlak kebabı parçalanan oğlak etinin siniye dizilerek tatlandırılması ve fırında pişirilmesi yöntemiyle hazırlanır. Odun ateşi ile harlandırılmış köy fırınlarında pişirilebilmesi geleneksel pişirme yöntemidir. Buna karşılık yörede peçka denilen kuzine sobalarda ve modern mutfakların fırınlarında pişirme süresi bir parça daha uzun tutularak hazırlanabilmektedir. F

Palamut Pilakisi

aradeniz, Marmara ve Ege gibi üç tarafı farklı karakterde üç ayrı denizle çevrili Trakya’da balık mutfağının yer etmemesi düşünülemez. Balık sezonunun açılışıyla tezgahları süsleyen ilk balık ise şüphesiz palamuttur. Özellikle yörenin Karadeniz kıyılarından tutulan ( İğneada, Kıyıköy vb… ) palamutlar çok daha lezzetli ve tezgahlarda en fazla tercih edilenler arasındadır. Buna karşılık Maramara Denizi’nde de azımsanmayacak ölçüde palamut balığı avlanmaktadır. Yöre mutfağında çeşitli pişirme yöntemleriyle muammele edilebilen palamut balığının en sevilen hazırlanışlarından birisi pilakisidir. Genel olarak  palamut buğulaması  ve pilakisi birbirine çok yakın hazırlanışları ifade ettikleri için zaman zaman karıştırılmaktadır. Hazırlanışlarındaki küçük nüanslar ve ustasının elinden küçük kişisel dokunuşlar bu farkı ortaya koyar. Pilakinin hazırlanışındaki en belirgin fark sebzeli domates sosunun önceden tavada ısıtılıp, sonradan fırın tepsisine alınmasıdır. Buğulamasında ise malzemele

Kurban Kavurması ( Et Sızdırması )

Kurban bayramı Trakya’da da ruhuna vuran, geleneklerle harmanlanmış büyük bir coşkuyla kutlanır. Bu gelenekler arasında Trakya’nın çeşitli köylerinde yaşatılmaya çalışılan, ki bunun ritüellerine bağlı kalınarak en uzun süreli yaşatılanı Lüleburgaza bağlı Sakızköy beldesidir,  “Kurban Eti”  geleneğdir. Bu geleneğe dair daha önceden sayfalarımızda yer verdiğimiz,  “Zamanı peşinden sürükleyen bir gelenek; Kurban Eti”  isimli içeriğimize göz atabilrsiniz. Kurban bayramına dair bu coşkulu karşılama bayram sofralarında da kendisini gösterir. Kurban bayramı sofralarının olmazsa olmazı, hiç şüphesiz kurban eti ile hazırlanan kavurmadır. Kavurma hazırlandığında tüketilebilen bir et pişirme yöntemi olduğu kadar, uzun süreli saklamaya ve sonra kullanmaya da müsait bir hazırlama yöntemidir. Trakya’da, özellikle Kırklareli geleneksel mutfağında, kavurma etini daha sonra kullanılmak üzere pişirme yöntemine  “sızdırma”  ya da  “et sızdırması”  denir. “Sızdırma”  Kırklareli mutfağında aslında b

Zirva

irva Edirne mutfağının çok eski bir yemeğidir. Edirne’nin neredeyse bir asra yakın bir süre Osmanlı’ya başkentlik yapmış olması, saray mutfağının yöre mutfağını da etkilemesine sebep olmuştur. Zirva tam da böylesi bir kültür ürünü olarak günümüze değin ulaşabilmiştir. 15. ve 16. yy’da Saray mutfağında olduğu tesbitine varılan ve Fatih Sultan Mehmet Han’a sunulan baş yemekler arasında yer alan  Mutancana  isimli yemeğe büyük benzerlik gösterir. Fatih’in Edirne Yeni Saray’da doğduğu, Edirne Sarayı’nın ve Edirne imarethanelerinin de güçlü bir mutfağı olduğu düşünüldüğünde brbirine bu denli benzeyen bu yemeklerin kökleri daha anlaşılabilir hale gelmektedir. İstanbul’da Fatih ve Süleymaniye İmaretlerinde, Edirne’de II. Beyazıt imaretinde Cuma akşamları, ramazan ve iki bayram akşamları halka dağıtılan bir yemek olduğu bilinmektedir. Et ve meyvelerin bir arada kullanılması, Osmanlı saray mutfağı kadar Mevlevi mutfağı izleri de taşımaktadır. Malzemeler : ½ kg. kuzu veya tavuk eti 2

Mutancana

Mutancana Edirne Mutfağı’nın karakteristik bir et yemeğidir. Edirne Sarayı’nda doğan Fatih Sultan Mehmet’in en sevdiği yemeklerden olduğu, İstanbul’un fethinden sonra Topkapı Saray Mutfağı’na taşınan baş yemekler arasında yer aldığı bilgisine sahip olduğumuz Mutancana Edirne’nin özel yemeklerinden bir diğeri olan olan  Zirva  tarifiyle büyük benzerlikler gösterir.  Zirva  gibi Mutancana tarifinde de Osmanlı yemeklerindeki uygulamalar gereği et ve meyvelerin, tatlı, ekşi ve tuzlu aromaların birlikteliğini görüyoruz. Tarifin orjinali kuzu eti kullanılmasını işaret ederken, sonraki yıllarda tavuk eti ile de bu yemek hazırlanmaktadır. Mutancana günümümüzde Osmanlı Mutfağı örnekleri sunan konsept mutfakların baş tarifleri arasında yer alırken, Edirne yöre mutfağında da diriliğini korumaktadır. Malzemeler : 750 gr kuzu eti 1 su bardağı kızıl üzüm 15 adet arpacık soğan 1 çay bardağı soyulmuş iç badem 4-5 Adet incir 2 Çorba kaşığı bal 3 Çorba kaşığı tereyağ 2 Su bardağı su Bir f

Tavuklu Mantar Sote

Istranca ormanları mantar yönünden oldukça zengin bir bölgedir. Burada elbetteki dikkat edilmesi gereken yenilebilecek türler hakkında bilgi sahibi olunarak tüketilmesidir. Yöredeki değerli mantar türlerinin temini için bazı gıda tedarikçilerinin soğuk hava depolu araçlarıyla gelerek yöre halkına mantar toplattığına çokça tanık oluruz. Bu yemekte ana malzeme olarak gördüğümüz mantar yöre mutfağında yer bulur. Çeşitli şekillerde tüketildiğini görürüz. Hiç olmadı; kırda hayvanlarının otlatan çobanların, yahut piknikçilerinin bir odun ateşine oturttukları ızgara üzerine dizip, üzerine bir parça tuz gezidrerek pişirmeleri bile dile damağa yapışan bir davettir. Mantarın iç şapka kısmına tuz ve arzuya göre baharat serpildiğinde odun ateşi üzerinde pişerken önce suyunu salar ve bu şapkayı dolduracak hale gelir. Şu haliyle ızgaradaki mantarları tatmak başlıbaşına bir keyiftir. Özellikle kır lokantalarındaki alabalık, kiremitte köfte gibi lezzetlerde tamamlayıcı bir lezzet, yahut et yeme

Palamut Balığı Köftesi

Çocuklara balığı sevdirebilmek için tercih edilebilecek bir tariftir. Burada palamut balığı kullanılmışsa da beyaz etli yağlıca balıklardan hazırlanabilir. Ara sıcak olarak ve yuvarlak formda hazırlananları küçük kürdanlara batırılıp meze tabaklarında servis edilebilir. Öte yandan köftelerinizi daha yassıca yahut parmak köfteler şeklinde hazırlamanız da mümkündür. Malzemeler : 1 İrice Yağlı Palamut Balığı 2 Adet Orta Boy Patates 3 Adet Orta Boy Soğan 1 Dilim Bayat Ekmek İçi 2 Yumurta 1 Kahve Fincanı Un Maydanoz, Tuz, Karabiber, Yenibahar Mısır Unu ( veya galeta unu  ) Kızartmak için sıvıyağ Yapılışı : İyice temizlenmiş bir palamut balığını, dörde bölünmüş bir soğanla beraber pişirme süzgecine alın. Süzgeci, kaynamakta olan tuzlu suya yerleştirip, yarım saat kadar haşlayın. Süzgeci kenara alıp, balığı soğutun. Derisini, sırt bölgesinde yer alan siyah kısımlarını çıkartıp, beyaz etlerini derince bir kaba didikleyin. Ayrı bir kapta patatesleri haşlayıp, soyun. Soyul